Mahmut Akman
İş ve Sosyal Güvenlik Danışmanı
16 Mart 2022

Sirküler No: 527


Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 28.09.2021 tarihli kararında (E.2021/8665-K.2021/13106) aşağıdaki şekilde hüküm tesis ettirilmiştir.

Davacı vekili, müvekkilin 01.01.2009 tarihinden itibaren davalıya ait Irak’taki şantiyelerde kalıpçı olarak çalışmaya başladığını, 07.07.2014 tarihine kadar çalıştığı son ücretinin net 1.500,00 USD olduğunu, üç öğün yemek sağlandığını, işçi koğuşunda kaldığını, iş bitimi nedeniyle iş akdinin feshedildiğini, normal çalışma saatlerinin 07.00-17.00 arası olduğunu, haftanın ortalama 4 günü beton dökülmesi nedeniyle 19.00/20.00 saatlerine kadar çalıştığını, bir saat yemek molası olduğunu, haftanın yedi günü çalıştığını, ayda iki gün hafta tatili olduğunu ancak bunun da tam olarak kullandırılmadığını, dini bayramların birinci günü haricindeki ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığım, yıllık izin kullanmadığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkil Şirketin Irak/…deki şantiyesinde 21.09.2010-31.03.2011, 11.05.2011-18.07.2011 ve 30.11.2011-12.11.2012 tarihleri arasında çalıştığını, her üç dönem hizmet akdinin de istifa nedeniyle sonlandırıldığını, ücretinin net 550,00 USD olduğunu, yıllık izne hak kazanamadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadığını, hafta tatili kullandığım, fazla mesai yapmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 19/03/2019 tarihli kararı ile; toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağına ilişkin alacakların belirlenebilir alacaklardan olduğu, bu bağlamda yukarıda belirtilen alacaklarla ilgili olarak belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı; sair alacak talepleri ile ilgili olarak dinlenilen tanıkların çalışma süresi dikkate alındığında dava tarihi itibariyle zaman aşımının geçtiği, banka hesap numarasının, davacıyla birlikte 3 kişiye ait ortak hesap olduğu; bu bağlamda fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı yönünden, 12/11/2012 tarihi sonrasında davacının davalı iş yerinde çalışıp çalışmadığının tespiti yönünde başkaca araştırma yapmaya gerek olmadığı gerekçesiyle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağına ilişkin davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağına ilişkin davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Taraflar arasında davacı işçinin aylık ücret miktarı uyuşmazlık konusudur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.

Davacının dinlettiği üç tanığı da ücretin bir kısmının bankaya yattığını, bakiyesinin de elden ödendiğini tutarlı bir şekilde beyan etmişlerdir. Her üç tanığın da yurtdışı şantiyelerde davacı ile birlikte kalıpçı olarak çalıştığı anlaşılan tanıklardan ikisinin 1.500,00 USD, birinin de 1.200,00 USD dolar ücret aldığını ifade ettiği görülmüştür. Hükme esas bilirkişi raporunda ise davacının alacakları taraflar arasındaki sözleşme, tanık beyanları ve emsal ücret araştırmaları da dikkate alınarak 1.200,00 USD ve 550,00 USD olmak üzere seçenekli olarak hesaplanmıştır. Dosya içeriğinden fesih tarihi itibariyle döviz kuru 1.7796 olup, taraflarca sözleşmede belirlenen 550,00 USD Türk Lirası karşılığı 989,78 TL olduğu anlaşılmaktadır. Emsal ücret araştırmalarında da davacının alacağı ücretin net 3.150,00 TL ile brüt 1.326,25 TL olabileceği bildirilmiştir. Davacının yurtdışında, demirci ve kalıpçı ustası olarak çalıştığı sabittir. Tanık beyanları, işyeri ve davacının niteliği dikkate alındığında 550,00 USD ile çalıştığının kabulü dosya içeriğine göre yerinde değildir. Dosyadaki delil durumuna göre davacının aylık ücretinin 1.200,00 USD olarak kabulü isabetli olacaktır.

Bu kararda; işçinin gerçek ücretinin tespitinde tanık beyanları, emsal ücret araştırmaları, işyeri ve davacının niteliği dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır.

Duyuru listesine üye ol!

Proventus Sirküler ile sosyal güvenlik mevzuatı ile vergi mevzuatına ilişkin tüm değişikliklerden haberdar olun.

Invalid email address
Proventus Danışmanlık Limited Şirketi, e-posta adresinizi üçüncü kişi ya da kuruluşlar ile paylaşmayacağını ve amacı dışında kullanmayacağını taahhüt eder.