Mustafa Çelik
Vergi Danışmanı
26 Ekim 2021

Sirküler No: 91


26 Ekim 2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7338 SAYILI VERGİ USUL KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN ile vergi kanunlarında önemli düzenlemeler yapılmıştır.

Yapılan düzenlemelerin içeriğine kısa kısa, kanun madde sırasına göre öz olarak aşağıda yer verilmektedir.

1-BASİT USULDE TİCARİ KAZANÇ VERGİDEN İSTİSNA EDİLMİŞTİR.
1/1/2021 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere basit usulde tespit olunan kazançlar gelir vergisinden istisna tutulmaktadır.

2- SOSYAL MEDYA KAZANÇLARINA STOPAJ GETİRİLMİŞ, YILLIK BEYAN KALDIRILMIŞTIR.
Halk marasında youtuber diye adlandırılan internet ortamındaki sosyal içerik üreticilerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar, 1/1/2022 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere, gelir vergisinden istisna edilmiştir.

Bu kazançlar üzerinden bankada hesap açılması ve hesaplara yatırılan tutarlar üzerinden sadece %15 oranında gelir vergisi kesintisi yapılacaktır.

Gelir vergisi tarifesinin 4 üncü dilimine isabet eden tutarı aşan (2021 yılı için 650.000 TL ye isabet eden rakamın, 2022 için belirlenecek yeni tutarı) gelir elde edenler ile gelirlerini bankalar nezdinde açılan hesaplar neticesinde tahsil etmeyenler ise kazanç istisnasından faydalanamayacaklardır

3-TARIMSAL DESTEK ÖDEMELERİNDEN STOPAJ KALDIRILMIŞTIR.
Kamu kurum ve kuruluşları tarafından çiftçilere yapılan yapılan tarımsal destekleme ödemeler gelir vergisinden istisna edilmiştir.
Ayrıca önceden kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan tarımsal destek ödemeleri üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisinin de hesaplanacak faizi ile birlikte red ve iade edilmesi sağlanmaktadır.

4-DÖRDÜNCÜ DÖNEM GEÇİCİ VERGİ BEYANNAMESİ KALDIRILMIŞTIR.
2022 yılı vergilendirme dönemine ilişkin verilecek beyannamelerden itibaren uygulanmak üzere, geçici vergi dönemlerinden 4.dönem beyanname verme zorunluluğu kaldırılmakta, yılın ilk dokuz ayını kapsayacak şekilde 3 er aylık dönemler halinde 3 dönem beyanname verilmesi uygulamasına geçilmektedir.

4- %5 VERGİ İNDİRİMİNDEN FAYDALANMADA İLAVE VERGİ TARHİYATI YAPILMAMA ŞARTI ESNETİLMİŞTİR.
1/1/2022 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere, vergiye uyumlu mükelleflere yapılan uygulanan %5 vergi indirimiyle ilgili olarak yararlanma şartı olan mükellef hakkında ilave vergi tarhiyatı yapılmama kuralı değiştirilerek kesinleşen ilave vergi tarhiyatı olmaması şekline dönüştürülmektedir.
Ayrıca kesinleşen tarhiyatların, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl için geçerli olan, indirim tutar sınırının %1’ini aşmaması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmayacaktır.

5- HİZMET ALIMI İLE ÇALIŞTIRILANLAR DA VERGİ MAHREMİYETİ KAPSAMINA ALINMIŞTIR.
Gelir İdaresi Başkanlığının görev alanına ilişkin işlerde hizmet alımı yoluyla çalıştırılanlar ile hizmet alımı yapılanların ortak ve yöneticileri de öğrendikleri sırlar ve gizli kalması gereken diğer hususlar açısından vergi mahremiyeti kapsamına alınmıştır.

6- YURTDIŞI TEBLİGATTA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIKLARI YETKİLİ KILINMIŞTIR.
Vergi ile ilgili belgelerin yurtdışı tebligatlarına yönelik yeni düzenlemeler getirilmektedir.
Vergi dairelerinin yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrakları, vergi dairesi başkanlıkları; vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde ise defterdarlıklar tarafından doğrudan Türkiye elçilik veya konsolosluğuna gönderilecektir.
Buna göre, bildirimi Türkiye elçiliği veya konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapar. Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir. Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Türkiye elçiliği veya konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır.

7- 3.600 TL Yİ AŞAN İLANLI VERGİ BORÇLARI, GİB İNTERNET SİSTESİNDE DE İLAN EDİLEBİLECEKTİR.
1/6/2022 tarihinden itibaren, ilan yolu ile yapılan tebliğin konusu her biri için ayrı ayrı olmak üzere 3.600 Türk lirasından fazla vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ilan ayrıca Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi daireleri açısından Gelir İdaresi Başkanlığının, diğerleri için ilgili idarenin resmi internet sitesinde de duyurulabileceltir.

8-VERGİ İNCELEMESİNİN İŞYERİ YERİNE ESASEN DAİREDE YAPILMASI KURALI GETİRİLMİŞTİR.
Vergi incelemesine yönelik hükümler bağlamında, incelemenin esas itibarıyla vergi incelemesine yetkili olanların işyeri adreslerinde yapılması, mükellefin talep etmesi ve iş yerinin müsait olması halinde ise incelemenin mükellefin iş yerinde yapılabilme kuralı getirilmiştir.

9-ELEKTRONİK DEFTERDE BERAT ALINMASI TASDİK YERİNE GEÇECEKTİR.
Fiziki ortamda tutulan defterlerde bulunan tasdik zorunluluğuna benzer şekilde, Hazine ve Maliye Bakanlığının Ticaret Bakanlığı ile müştereken veya kendisi tarafından belirlediği usul, esas ve süreler dahilinde söz konusu defterler için berat alınması veya defterlerin onaylanmasının, tasdik hükmünde sayılması sağlanmaktadır.

10- YMM İNDİRİM/İSTİSNA RAPORLARININ İBRAZI İÇİN MÜKELLEFE İLAVE 60 GÜN SÜRE VERİLMEKTEDİR
Yararlanılması yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporu ibraz edilmesi şartına bağlanan vergi indirim ve istisnalarına ait yeminli mali müşavir raporunun belirlenen sürede ibraz edilmemesi halinde mükelleflere tebliğ edilmek şartı ile 60 günlük bir mühlet verilecek, tasdik raporunun bu süre içinde de ibraz edilmemesi halinde mükellefler tasdike konu haktan yararlanamayacaktır.
Diğer taraftan yeminli mali müşavir raporunun belirlenen ilk sürede verilmemesi durumunda mükellefler adına özel usulsüzlük cezası kesilmesi amacıyla Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinde de değişiklik yapılmaktadır. Böylece, bahse konu raporun belirlenen sürede ibraz edilmemesi halinde mükellef adına özel usulsüzlük cezası kesilecek ancak yazı ile tebliğ edilmek suretiyle raporun ibraz edilmesi için 60 günlük bir süre verilecektir.

11- MAL VE HİZMET ALIMLARI KARŞILIĞINDA BELGE DÜZENLEME ZORUNDA OLMAYANLARA DA GİDER PUSULASI DÜZENLENECEKTİR.
Vergi Usul Kanununun gider pusulasını düzenleyen maddesinde değişiklik yapılarak gider pusulasının düzenleneceği azami sürenin belirlenmesinin yanı sıra gider pusulasının düzenleneceği durumlar ile gider pusulası yerine geçecek belgelerin neler olduğu hüküm altına alınmaktadır.
Buna göre, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler, bu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar (gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın aldıkları mallar hariç) için işi yapana veya malı satana imza ettirecekleri gider pusulası düzenlerler.
Vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulası, bu kişiler tarafından verilmiş fatura hükmündedir
Ayrıca mal veya hizmet alımlarının bedelinin maddede öngörülen sürede ve yine maddede sayılan kurumlar (banka, ödeme kuruluşları, PTT gibi) aracılığıyla yapılması durumunda bu kurumlar tarafından düzenlenen dekont gibi belgelerin gider pusulası yerine kullanılabilecektir.

12- ALIŞ BEDELİ DEĞERLEME ÖLÇÜTÜ OLARAK, MALİYET BEDELİNE GİREN UNSURLAR İSE TADADİ OLARAK KANUNA DERCEDİLMEKTEDİR.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu uygulamasında menkul kıymetlerin değerlemesinde kullanılan alış bedeli, bir yandan değerleme ölçüleri arasına eklenmekte diğer yandan alış bedelinin tanımı Kanuna dercedilmektedir.

Söz konusu Kanun gereğince gayrimenkuller, gayrimenkul gibi değerlenen kıymetler ile emtia gibi iktisadi kıymetlerin değerlemesinde kullanılan maliyet bedelinin tanımı, maliyet bedeline dâhil olan unsurların sayılması suretiyle belirginleştirilmektedir.

13- İKTİSADİ KIYMETLER İÇİN YENİDEN DEĞERLEME YAPILABİLMESİ KALICI OLARAK GETİRİLMEKTEDİR.
1983 ila 2003 yılları arasında uygulanan ve enflasyon düzeltmesi uygulamasına geçilmesi nedeniyle yürürlükten kaldırılan yeniden değerleme uygulamasının, enflasyon düzeltmesi koşullarının oluşmadığı dönemlerde mükelleflerin tercihlerine bağlı olarak sürekli uygulanmasını temin etmek üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununda Kanunda değişiklik yapılmaktadır.

1/1/2022 tarihinden itibaren, tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri (kollektif, adî komandit ve adî şirketler dâhil, enflasyon düzeltmesi yapanlar ile kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler hariç), enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla, bilançolarına dâhil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini (bu niteliklerini korudukları müddetçe sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilenler hariç) ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları aşağıda belirtilen şartlar doğrultusunda yeniden değerleyebilirler.

14- İSTEĞE BAĞLI VE GÜN HESABI AMORTİSMAN AYRILABİLECEKTİR.
Amortisman uygulamasına ilişkin olarak 213 sayılı Kanunun 320 nci maddesinde iki önemli değişiklik yapılmaktadır.

Bunlardan ilki mükelleflerin aktiflerine yeni kaydedecekleri iktisadi kıymetleri için, bu kıymetlerin aktifte kaldığı süre kadar gün esasına göre amortisman hesaplamasına imkân vermektedir. Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobilleri hariç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobiller için bu yöntem kullanılamayacak olup, bunlar için mevcut uygulama (kıst esaslı) devam edecektir.

İkinci değişiklik ise, mükelleflerin, Hazine ve Maliye Bakanlığının iktisadi kıymetler için tespit ve ilan ettiği faydalı ömürlerden kısa olmamak, bu sürenin iki katını ve her halükarda elli yılı aşmamak üzere, amortisman süresini, her yıl için aynı nispet olmak kaydıyla, serbestçe belirlemelerine izin vermektedir.

15- (3.000 TL) Yİ AŞMAYAN KÜÇÜK ALACAKLAR ŞÜPHELİ ALACAK SAYILACAKTIR.
Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede olan 3.000 TL yi aşmayan küçük alacakların şüpheli alacak sayılacağı hükme bağlanırken, diğer yandan işletme defteri tutan mükelleflerin de bu uygulamadan yararlanabilmesine imkân sağlanmaktadır.

16-İKTİSADİ KIYMETLERİN SATIŞ VE SİGORTA TAZMİNATI ALINMASINDA YENİLEME FONU UYGULAMASI DEĞİŞTİRİLMEKTEDİR.
Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde halihazırda da uygulanmakta olan yenileme fonu uygulamasında, maddeye ilişkin olarak verilen yargı kararları da dikkate alınarak düzenleme yapılmaktadır.

Söz konusu düzenlemelere uygun olarak amortismana tabi mallara ilişkin olarak alınacak sigorta tazminatına yönelik hükümleri ihtiva eden 329 uncu maddede de değişiklik yapılmaktadır.

Normalde, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde ortaya çıkan alım-satım değeri farkı, kâr hesabına geçirilir. İşletme hesabı esasında hasılat kaydedilmektedir. Aynı şekilde, yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı da bunların amortisman hariç değerlerinden fazla olduğu takdirde farkı kâr hesaplarına aktarılmaktadır.

Mükelleflere kâr veya tazminatların doğrudan kar/zarar hesaplarına aktarılmasının yanısıra, iktisadi kıymetin yenilenmesi amacıyla kullanılması da mümkündür.

Buna göre, yeniden tasarlanan haliyle bilanço usulüne göre defter tutan mükelleflerce satıştan elde edilen kâr veya sigorta tazminatından alınan tutar;

a-Şirket idaresince alınacak karar çerçevesinde bir ve fazla iktisadi kıymetin alımı veya finansal kiralaması için pasifte bir fon hesabına alınabilecektir.

b-Bu fon hesabında kâr en fazla 3 yıl amaç doğrultusunda tutulabilecektir. Aksi halde satışın veya tazminatın alındığı yılı izleyen 3. yılsonunda kâr hesaplarına eklenecektir. Bu süre dolmadan işletmenin terki, tasfiyesi veya devri halinde de yine kar hesapları ile ilişkilendirilecektir.

c-Alınan veya edinilen yeni kıymetin amortismanları, bu yenileme fonundan karşılanacak, fazlası ise yine 3.yıl sonunda kâr hesaplarına alınacaktır.

17- TEKRAR CEZA KESİLMESİNDE ARTIRILACAK CEZA MİKTARI, KESİNLEŞEN ÖNCEKİ CEZAYI GEÇEMEYECEKTİR.
Vergi Usul Kanununun ceza ve uzlaşma müesseselerine yönelik hükümlerinde de önemli değişiklikler yapılmaktadır.
Bu kapsamda, vergi ziyaı cezasında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, artırım tutarı kesinleşen cezadan fazla olmamak üzere, vergi ziyaı cezasının yüzde elli, usulsüzlük cezasının yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanması sağlanmaktadır.

18-İNCELEME DIŞINDA KALAN DİĞER VERGİ TÜRLERİ İÇİN PİŞMANLIK KABUL EDİLECEKTİR.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun pişmanlık ve ıslah hükümlerini düzenleyen 371 inci maddesinde yapılan değişiklikle, mükellef hakkında yapılmakta olan vergi incelemesinin ya da yapılan takdire sevk işleminin ilgili olduğu vergi türünden farklı vergi türü için pişmanlık talepli beyanname verilebilmesi mümkün hale getirilmektedir.

19- (5.000 TL) Yİ AŞAN USULSÜZLÜK VE ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI UZLAŞMA KAPSAMINA ALINMAKTADIR.
5.000 Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları uzlaşma ve tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamına alınmakta, bu değişikliğe bağlı olarak Vergi Usul Kanununun 376 ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde de değişiklik yapılarak, üzerinde uzlaşılan bu cezaların da Kanunun ilgili maddesinde düzenlenen sürede ödenmesi durumunda üzerinde uzlaşılan cezanın %25’inin indirilmesi sağlanmaktadır.

20- (5.000 TL) ALTINDAKİ USULSÜZLÜK VE ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI İÇİN İNDİRİM ORANI %50 ARTIRIMLI UYGULANACAKTIR.
5.000 TL yi aşmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesindeki indirim oranının %50 artırımlı olarak uygulanabilmesi temin edilmektedir.

21-MAKİNE VE TEÇHİZAT İÇİN HIZLANDIRILMIŞ AMORTİSMAN UYGULAMASI İMKÂNI, 2023 SONUNA UZATILMAKTADIR.
213 sayılı Vergi Usul Kanununa 2018 yılında eklenen geçici 30 uncu maddeye eklenen bir fıkra fıkranın yürürlüğe girdiği tarih ila 31/12/2023 tarihleri arasında maddede yer alan hükümler kapsamında iktisap edilen yeni makina ve teçhizat için Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle amortisman hesaplanabilmesi temin edilmektedir.

22- YABANCI YATIRIMCI VE MÜKELLEFLERE KARŞILIKLI ANLAŞMA İÇİN İDAREYE BAŞVURU HAKKI GETİRİLMEKTEDİR.
Mükelleflerin, usulüne uygun yürürlüğe konulmuş bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine aykırı olarak vergilendirildiği veya bu şekilde vergilendirileceğine ilişkin kuvvetli emareler bulunduğu iddiasıyla anlaşmanın “Karşılıklı Anlaşma Usulü” hükümlerine göre Gelir İdaresi Başkanlığına veya çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine bağlı olarak diğer ülke yetkili makamlarına da başvurabileceği açıklanmaktadır.
Ayrıca vergilendirmenin matrah veya vergi farkları itibarıyla bölünebildiği durumlarda çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması kapsamındaki bölümüne isabet eden kısmı için başvuru yapılabileceği düzenlenmektedir.
Mükellefin karşılıklı anlaşma usulü başvurusunun; başvuru kapsamında tarh ve tebliğ edilen vergi ve cezalar ile ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye dava açma süresini durdurduğu açıklanmaktadır.
Devamında ise karşılıklı anlaşma usulü başvurusunun reddedilmesi veya karşılıklı anlaşma usulü sürecinde çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasına taraf devletlerin yetkili makamları arasında anlaşmaya varılamaması durumunda, bu durumun mükellefe bir yazı ile tebliğ edileceği ve mükellefin sonucun tebliğ edildiği tarihten itibaren kalan dava açma süresi içerisinde vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği, dava açma süresi on beş günden az kalmış ise bu sürenin yazının tebliğ tarihinden itibaren on beş güne uzayacağı düzenlenmektedir.

23- ATV VE UTV ARAÇ TİPLERİ İÇİN TEK ÖTV ORANI BELİRLENMEKTEDİR.
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununda yapılan değişikliklerle bir yandan, sağlığa zararlı tütün mamulleri ile mücadelede etkinliğin artırılması ile otomotiv sektöründe oluşabilecek fiyat dalgalanmalarına uygun vergilemenin sağlanabilmesini temin etmek amaçlanırken, diğer yandan da ATV (All Terrain Vehicle/her türlü arazide kullanılan araç) ve UTV (Utility Task Vehicle/çok amaçlı hizmet aracı) isimli araç tiplerinin söz konusu Kanun karşısındaki durumları netleştirilmekte ve motor silindir hacmine ve özel tüketim vergisi matrahına göre farklı oranlarda vergilendirilen motorlu karavanlarda vergilendirmeye esas tek bir oran belirlenmektedir.

24-VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNİN DAMGA VERGİSİ, HARÇ VE KKDF İSTİSNASI SÜREKLİ HALE GETİRİLMEKTEDİR.
19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 143 üncü maddesinde yapılan değişiklikle varlık yönetim şirketlerine kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince uygulanan damga vergisi, harç ve KKDF istisnası sürekli hale getirilmekte, söz konusu şirketlere tanınan banka ve sigorta muameleleri vergisine ilişkin istisna ise kaldırılmaktadır.

25- YURTDIŞINDAN GETİRİLEN NAKDİ SERMAYE İÇİN İNDİRİME ESAS ORAN %75 E YÜKSELTİLMEKTEDİR.
13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda yapılması öngörülen değişiklikler ile de kurumların nakdi sermaye artırımı yaparak sermaye yapılarını güçlendirmeleri teşvik edilmektedir.
Bu kapsamda nakdi sermaye artışları üzerinden bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’sinin kurum kazancından indirme imkânı, nakdi sermaye artışlarının, yurt dışından getirilen kaynak ile karşılanması halinde %75 olarak uygulanması temin edilmektedir.

26-YATIRIM KATKI PAYLARININ VERGİ BORÇLARINA MAHSUBU İMKÂNI TANINMAKTADIR.
1/1/2022 tarihinden itibaren yapılacak yatırım harcamalarına uygulanmak üzere , yatırım harcamaları dolayısıyla hak kazanılan yatırıma katkı tutarlarının bazı vergi borçlarından mahsup edilmesine imkân tanınmaktadır.
Buna göre, yatırım teşvik belgesi bazında yapılan yatırım harcamasına yatırıma katkı oranının uygulanmasıyla belirlenen tutarın %10’luk kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar talep edilmesi şartıyla,  özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç olmak üzere tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından terkin edilmek suretiyle kullanılabilir.
Terkin talebinde bulunulabilecek tutar, hak edilen yatırıma katkı tutarından indirimli kurumlar vergisi yoluyla kullanılan yatırıma katkı tutarının düşülmesinden sonra bulunan tutarın yarısından fazla olamaz.
Diğer vergi borçlarının terkini suretiyle kullanılan tutarın bir katına isabet eden yatırıma katkı tutarından vazgeçildiği kabul edilir, diğer vergilerden terkini talep edilen tutar ile vazgeçilen yatırıma katkı tutarları dolayısıyla vergi matrahına indirimli oranda kurumlar vergisi uygulanmaz. Bu fıkra kapsamında diğer vergi borçlarından terkin edilebilecek toplam tutar, ilgili yatırım teşvik belgesi kapsamında fiilen yapılan yatırım harcamalarına, yatırıma katkı oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan tutarın %10’undan fazla olamaz.

Söz konusu vergi kanunlarında değişiklik yapan Kanun ekte yer almaktadır.

EK-1 Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211026-1.htm

Duyuru listesine üye ol!

Proventus Sirküler ile sosyal güvenlik mevzuatı ile vergi mevzuatına ilişkin tüm değişikliklerden haberdar olun.

Invalid email address
Proventus Danışmanlık Limited Şirketi, e-posta adresinizi üçüncü kişi ya da kuruluşlar ile paylaşmayacağını ve amacı dışında kullanmayacağını taahhüt eder.