Mahmut Akman
İş ve Sosyal Güvenlik Danışmanı
15 Ekim 2021
Sirküler No: 529
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 13 Ekim 2015 tarihli kararında (Esas: 2015/26309 – Karar: 2015/28406) özetle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Somut olayda, davacının çalıştığı ….’daki işyerinin ….’ya taşındığı ve bu nedenle faaliyetlerinin sona erdiği sabittir. Bununla birlikte, dosyaya sunulan ve davacıya tebliğ edildiği anlaşılan işyerinin nakline ilişkin yazıda, yeni işyerinde çalışma şartının ikametgahın da bulunan yeni işyerine yakın bölgelere taşımasına bağlı yapıldığı görülmüştür. Ayrıca aynı tarihte aynı nedenle işten çıkarılan ve aynı gün temyiz incelemesi yapılan 2015/25376 E. Sayılı emsal davada, davalı Şirkete servis hizmeti sunan dava dışı Şirketten celbedilen yazıdan, davalı işverenin hem … hem de yerleşkesine servis hizmetlerini verdiği ve bu bölgelerdeki güzergah listelerinin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Anayasamızda yerleşme hürriyeti teminat altına alınmıştır ve Kanun ile sınırlanabilir bir hak olarak düzenlenmiştir (AY 23. md). Bu durumda işçinin ikametgâhını belirlemenin işverenin yönetim hakkı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Davalı işverence ikametgâhı taşıma şartına bağlı olarak davacıya yapılan teklif, yerleşme hürriyetini sınırlandırıcıdır ve Anayasaya aykırıdır. Bu nedenle işverence yapılan fesih geçersizdir. Davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddi hatalıdır.
Bu kararda; işverence ikametgâhı taşıma şartına bağlı olarak işçiye yapılan teklif, yerleşme hürriyetini sınırlandırıcıdır ve Anayasaya aykırı olduğu vurgulanmıştır.