Mustafa Çelik
Vergi Danışmanı
10 Eylül 2022

Sirküler No: 402


193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61′ inci maddesinde;
“Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı
verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam,
avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş
olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi
şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almaktadır.
Anılan Kanunun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre de,
hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61’inci maddede yazılı olup, ücret sayılan ödemelerden
(istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104’üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı
yapılması gerekmektedir.
Aynı Kanunun 25’inci maddesinde ise, gelir vergisinden müstesna tazminat ve
yardımlar tadadi olarak sayılmıştır.
Öte yandan, “tazminat” kavramı maddi ve manevi anlamda uğranılan zarar karşılığında
ödenen para ya da ödeneği ifade etmekte olup, kişilerin mal varlığında meydana gelen
eksilmeyi karşılamaya yönelik olarak yapılan ödemeler maddi tazminat kavramının konusunu
oluştururken, mal varlığı dışındaki hukuki değerlere yapılan saldırılarla meydana getirilen
eksilmenin giderilmesi ve zarara uğrayan şahsın  manevi varlığında meydana gelen tahribatın
kısmen de olsa hafifletilmesine yönelik ödemeler ise manevi tazminatın konusunu
oluşturmaktadır.
Buna göre, kişinin manevi değerlerinde sebep olunan zararı tazmin amacıyla mahkeme
kararıyla maddi bir bedel olarak tayin edilen, ancak fiili bir çalışma ya da hizmetin karşılığı
olmayan manevi tazminatın, bir işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak bir hizmet
karşılığı yapılan bir ödeme olmaması nedeniyle ücret olarak değerlendirilmesi mümkün
bulunmamakta olup, söz konusu ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması
gerekmektedir.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde, Türkiye
Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset
yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa
intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu, 2’nci maddesinde ise “İvazsız intikal”
tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade ettiği, maddi ve
manevi bir zarar mukabili verilen tazminatların ivazsız sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, ivazsız intikal olarak kabul edilmemesi nedeniyle, maddi ve manevi bir
zarar karşılığı ödenen paraların veraset ve intikal vergisine tabi tutulması mümkün değildir.

(Gelir idaresi 27/08/2014 tarih ve 495 sayılı Özelgesi)

Duyuru listesine üye ol!

Proventus Sirküler ile sosyal güvenlik mevzuatı ile vergi mevzuatına ilişkin tüm değişikliklerden haberdar olun.

Invalid email address
Proventus Danışmanlık Limited Şirketi, e-posta adresinizi üçüncü kişi ya da kuruluşlar ile paylaşmayacağını ve amacı dışında kullanmayacağını taahhüt eder.