Mahmut Akman
İş ve Sosyal Güvenlik Danışmanı
8 Eylül 2025

Sirküler No: 1309

Alt İşverenliğin Genel Esasları Nelerdir?

Dünyada ve ülkemizde çalışma hayatında hızlı teknolojik gelişim ve uzmanlık gerektiren işlerin
artması ve yaygınlaşması, artan uluslararası rekabet "alt işverenlik" uygulamasının doğmasına
yol açmıştır. Alt işverenlik uygulaması, bir işyerindeki, mal ya da hizmet üretimini
dışsallaştırmanın tipik örneğini oluşturmaktadır. Çünkü işveren kendi işyerinde kendi işçileri ile
gerçekleştireceği ve yarar sağlayacağı bir üretimi başka bir işveren ve onun işçileri aracılığıyla
sonuçlandırmaktadır. Bunun nedeni genellikle işin bir bölümünün ayrı bir uzmanlığı
gerektirmesi, buna bağlı olarak kaliteli ve seri üretimin yapılması veya hizmetin görülmesidir.
İşverenler; teknolojik gelişmelere bağlı yeni uzmanlık alanları, üretim çeşitliliğinin artması,
piyasa ve rekabet koşullarının etkisiyle yardımcı işlerini ya da asıl işin bir bölümünü bu konuda
uzmanlaşan diğer bir işverene bırakmayı tercih etmektedirler. Alt işverenlik uygulaması 1936
yılından beri iş hukukumuzda bulunmaktadır.

4857 sayılı İş Kanununun 2. Maddesine göre; bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya
hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği
ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini
sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan
ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.

Belirtilmelidir ki; asıl işin tamamının bir başka işveren verilmesi alt işverenlik kapsamında
değerlendirilmez. İş Kanununa göre bir işin alt işverene verilebilmesi için söz konusu işin, asıl
işin bir bölümü ya da asıl işe yardımcı bir iş olması gerekmektedir.

Yardımcı iş her işyerine ve iş konusuna göre değişebilir. Bunlar işin ve işyerinin özelliğine göre
temizlik, güvenlik, taşıma ve yemek gibi işler olabilir. Örneğin bir çelik kapı imalatı işinde temizlik
yardımcı iş olarak değerlendirilebilecekken, otellerde ise temizlik işi asıl iş olarak ele alınabilir.
Yardımcı işin dışında asıl işin bir bölümünün alt işverene verilebilmesi içinse alt işverene
verilecek işin asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık
gerektiren bir iş olması şartıdır. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık
gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.

İş Kanunu alt işverenlik uygulamasına izin verirken, alt işveren işçilerinin haklarını da
korumuştur. Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam
ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt
işveren ilişkisi kurulamaz.

Alt işveren işçileri İş Kanununda getirilmiş olan yıllık ücretli izin, fazla çalışma ücreti, hafta tatili,
ara dinlenmesi, ihbar ve kıdem tazminatları gibi bütün haklardan faydalanır.

İş Kanunu kapsamında alt işverenin alt işvereni olabilir. Bu durumda yukarıda sayılan haklardan
alt işverenin alt işvereni yanında çalışmakta olan işçiler de aynen yararlanır.

Alt işverenlik ilişkisinde asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş
Kanunundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan
yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.

Nitekim, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 21/07/2008 tarihli ve E.No:2008/23429, K.No:2008/20721
sayılı Kararında, “4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesinin yedinci fıkrasının son cümlesi
uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş
sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan
yükümlülüklerden alt işveren ile birlikte sorumludur. Bu düzenleme, asıl işverenin
sorumluluğunun genişletilmesi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, ihbar, kıdem, kötü niyet
ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve
genel tatili, yıllık izin, ikramiye, prim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından
birlikte sorumluluk esastır. Kanunun kullandığı, “birlikte sorumluluk” deyiminden tam teselsülün,
dolayısıyla müşterek ve müteselsil sorumluluğun anlaşılması gerekir.” denilmektedir.

İş Kanununun 2. Maddesinde getirilen sınırlamalara uyulmadan alt işverenlik ilişkisi kurulması
halinde genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek
alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler.

Kanunu aykırı bir şekilde alt işverenlik ilişkisi kurulduğunun tespiti halinde muvazaaya
hükmedilir.

Alt işverene verilen işte asıl işverenin işçisinin çalıştığının tespit edilmesi halinde, müfettiş
raporu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından işverenlere tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden
itibaren 6 iş günü içinde işverenlerce yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen
kararlar kesindir. Rapora 6 işgünü içinde itiraz edilmemiş veya mahkeme muvazaanın tespitini
onamış ise tescil işlemi İl Müdürlüğünce iptal edilir ve alt işveren işçileri başlangıçtan itibaren
asıl işverenin işçileri sayılır. İş müfettişinin muvazaalı işlemi tespit etmesi durumunda; itiraz
süresinin geçmesi ya da mahkeme kararı ile muvazaanın onanması hâlinde asıl işveren ve alt
işveren veya vekillerine idari para cezası uygulanır.

Prozon Bordro ve Özlük Yazılımı

Proventus’un teknoloji şirketi olan Prozon’un geliştirdiği Bordo ve Özlük Yazılımı yayında!
Bordro süreçlerinizi devrim niteliğinde değiştirmek üzere tasarlandı…

Duyuru listesine üye ol!

Proventus Sirküler ile sosyal güvenlik mevzuatı ile vergi mevzuatına ilişkin tüm değişikliklerden haberdar olun.

Invalid email address
Proventus Danışmanlık Limited Şirketi, e-posta adresinizi üçüncü kişi ya da kuruluşlar ile paylaşmayacağını ve amacı dışında kullanmayacağını taahhüt eder.